Welcome To Our Awesome Magazine WordPress Theme

Dini Değerleri Bozma Ve Türk Aile Yapısına Muhalefet Gibi Suni Suçlamalar Mantık Yoksunudur

T.C. Adalet Bakanlığına,

Sayın Bakanımız,

Adnan Oktar davası iddianamesi karşımıza geldiğinde, müvekkile yönelik temel suçlamanın dini değerleri bozmak ve Türk aile yapısını değiştirmek olduğu gerçeğiyle karşılaştık. Temellendirilemeyen, gerekçelendirilemeyen ve delillendirilemeyen bu iddia, aslında baştan sona, inanç ve yaşam hürriyetine müdahale olarak nitelendirilebilecek bir durumu temsil ediyordu. Müvekkil ve arkadaşlarının inanç hürriyeti ve yaşam biçimi ele alınmış ve geleneksel normlara uymadığı iddiasıyla ceza davasına konu edilmişti.

Müvekkil tarafından canlı yayınlarda anlatılanlar, tamamen Kuran ayetleri ışığında, insanlara Allah sevgisi ve İslam’ın güzelliklerini gösteren, insanlar için ümit ışığı niteliÄŸi taşıyan konular olmasına, özellikle Türk gençleri arasında dindarlığın yayılmasına vesile olmasına raÄŸmen, müvekkile yönelik böyle bir suçlamanın yapılması, hiç kuÅŸkusuz farklı ideolojik ve politik hesapların var olduÄŸunu göstermektedir.

Åžu anda Türkiye’de açıkça dini inkar eden veya deist olduÄŸunu dile getiren, dindarları hatta dini deÄŸerleri eleÅŸtiren sayısız kesim bulunmaktadır. Bunların tümü fikirlerini açıkça ve hiç çekinmeksizin televizyonlarda açıklamakta, hatta bu kiÅŸiler, bir kısım basın tarafından ön plana çıkarılmaktadırlar. Bazı kesimler, tümüyle dini deÄŸerlerimize ve Türk aile yapısına ters düşecek ÅŸekilde dejenere bir yaÅŸamın temsilciliÄŸini yapmakta, eÅŸcinsellik, fuhuÅŸ, uyuÅŸturucu, kumar gibi unsurları bilerek ve isteyerek ön plana çıkarmaktadırlar. Ancak bunu yapan kiÅŸilerin veya toplulukların hiçbiri, müvekkil ve arkadaÅŸlarına yönelik suçlamalarla asla karşılaÅŸmamışlardır. Bu kiÅŸilerin ve bu fikirlerin varlığı, hayatın doÄŸal akışı olarak görülmüş, bunların topluma olumsuz etkisi ise görmezden gelinmiÅŸtir.

Buna bir baÅŸka örnek ÅŸu anda ülkemizde legal olarak varlığını sürdüren komünist siyasi partilerdir. Bu partiler, Türk milletinin temsilcisi olma iddiasıyla ortaya çıkmış siyasi yapılanmalardır. Bunların varlığına müvekkilin hiçbir zaman itirazı yoktur ve olmamıştır. Ülkemizde demokrasi vardır ve her kesimden ve her görüşten fikrin ve ideolojinin, siyasi partilerle temsil edilmesi demokrasinin bir gereÄŸidir. Ancak müvekkil ve arkadaÅŸlarına yönelik ceza yargılamasına konu edilen dini deÄŸerleri bozma ve Türk aile yapısına muhalefet etme iddialarını göz önüne aldığımızda, ÅŸayet bunlar suç sayılacaksa, bu suçlamaların asıl olarak bu ideolojik akımlara, partilere ve temsilcilerine yöneltilmesi gerektiÄŸi açıktır. Çok iyi bilindiÄŸi gibi komünist ideoloji ahlak ve aile kavramlarını kabul etmez; bu nedenledir ki kadına bakış açısı da son derece serbesttir. Komünizm, din ve ahlak kavramlarını yok saydığından, ahlaki dejenerasyonun en çok görüldüğü toplumlardan biri komünist toplumlardır. Elbette komünist ideolojinin her temsilcisi bu görüşlerdedir diyemeyiz ve müvekkilin her zaman ısrarla belirttiÄŸi gibi, bu ideolojinin sahipleri de daima müvekkilin sevgi ve saygı ile deÄŸerlendirdiÄŸi kiÅŸilerdir. Ancak ideolojik olarak deÄŸerlendirdiÄŸimizde, bu ideolojinin ayakta tutulma yolunun, Marks’ın yolu, yani din, ahlak ve ailenin toplumdan elendiÄŸi bir yol olduÄŸu açıktır.

Sonuç olarak, dinsizlik ve ailesizlik fikri ÅŸu an yasal partiler yoluyla Türkiye’de hakim edilmeye çalışılmakta, yasalar da bunun için tüm yolları açmaktadır.

Şu durumda, eğer bir topluluğun kendi doğrularını uygulayarak, toplumda yerleşik din, ahlak ve aile yapısını bozması suç ise, o zaman bu suçu asıl olarak komünist ideolojinin takipçileri işliyor demektir. Şaşılacak şekilde müvekkil, namazı, orucu ve dinin tüm diğer esaslarını koruyan bir kişi olarak bu suçlamayla karşı karşıya kalmıştır. Oysa komünizmde namaz, oruç ve din kökten inkar edilmektedir. Buna rağmen, bu suçlama gündeme bile gelmemekte, hatta bu fikirlere siyasi anlamda yol açılmaktadır.

Müvekkil ve arkadaşları, hiç kimsenin inancından veya ideolojisinden dolayı suçlanmasını hiçbir zaman istememiş, hatta bunu kıyasıya eleştirmiştir. Dolayısıyla burada komünizmin örnek verilmesi, belli bir kesimin suçlanması amaçlı değildir. Buradaki amaç, müvekkile yapılan suçlamanın mantıksızlığını ve temelsizliğini göstermek ve kurulan kumpas için öne sürülen bahanelerin tutarsızlığını gözler önüne sermektir.

Sayın Bakanımızın takdirine sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.16.10.2024

Share Post
Written by
No comments

LEAVE A COMMENT