Kuran, birbirinden özel sırların yer aldığı ve geleceÄŸe dair çok fazla iÅŸaretler taşıyan özel bir kitaptır. Bu nedenledir ki, Kuran’ın her okunuÅŸu, okuyan kiÅŸiye her defasında yeni anlamlar sunar, yeni ufuklar açar.
Allah, yol gösterici olarak indirdiği bu kitabı, özel işaretlerle donatmıştır. Örneğin bir kısım kıssalar, geçmişe dair bir anlatım dili taşıyor olsa da, gerçekte yaşanmış olaylar değildir. Onlar, aslında gelecekte yaşanacak olaylara işaret ederler ve geleceğe dair olaylar hakkında bilgi verirler.
Örneğin, daha önce dilekçemizle açıklamalarını sunduğumuz Zulkarneyn kıssası, aslında geçmişte var olan bir şahsın o dönemde yaşadığı olayları anlatmaz. Bu kıssa, gelecekte yaşanacak olaylara işaret etmektedir. Kıssada anlatılan tüm yolculuk, gelecekte yaşanacak bir sürecin habercisidir.
Yine aynı ÅŸekilde Kuran’da Calut ve Talut kıssası olarak geçen kıssada da geleceÄŸe yönelik bir iÅŸaret vardır.
Talut, orduyla birlikte ayrıldığında dedi ki: “DoÄŸrusu Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim bundan içerse, artık o benden deÄŸildir ve kim de -eliyle bir avuç alanlar hariç- onu tatmazsa bendendir. Küçük bir kısmı hariç (hepsi sudan) içti. O, kendisiyle beraber iman edenlerle (ırmağı) geçince onlar (geride kalanlar): “Bugün bizim Calut’a ve ordusuna karşı (koyacak) gücümüz yok” dediler. (O zaman) Muhakkak Allah’a kavuÅŸacaklarını umanlar (şöyle) dediler: “NİCE KÜÇÜK TOPLULUK, DAHA ÇOK OLAN BİR TOPLULUÄžA ALLAH’IN İZNİYLE GALİB GELMİŞTİR; ALLAH SABREDENLERLE BERABERDİR.”
Onlar, Calut ve ordusuna karşı meydana (savaÅŸa) çıktıklarında, dediler ki: “RABBİMİZ, ÜZERİMİZE SABIR YAÄžDIR, ADIMLARIMIZI SABİT KIL (KAYDIRMA) VE KAFİRLER TOPLULUÄžUNA KARÅžI BİZE YARDIM ET.”
BÖYLECE ONLARI, ALLAH’IN İZNİYLE YENİLGİYE UÄžRATTILAR. Davud Calut’u öldürdü. Allah da ona mülk ve hikmet verdi; ona dilediÄŸinden öğretti. EÄŸer Allah’ın, insanların bir kısmı ile bir kısmını def’i (engellemesi) olmasaydı, yeryüzü mutlaka fesada uÄŸrardı. Ancak Allah, alemlere karşı büyük fazl (ve ihsan) sahibidir. (Bakara Suresi, 249-251)
Bir avuç hariç olmak üzere nehirden su içmeyen Talut’un yanındaki sayıca az topluluÄŸun Calut’a karşı zafer elde etmesi, sayıca az topluluÄŸun, baÅŸlarına gelen zorluklara sabrettiklerine, Allah’tan yana hareket ettikleri müddetçe mutlaka baÅŸarıya ulaÅŸacaklarına ve galip olacaklarına bir iÅŸarettir.
Kuran’da Ashab-ı Kehf olarak bildirilen Kehf ehli de aslında geçmiÅŸte yaÅŸamamıştır. Onlar, hadislere göre, ahir zamanda ortaya çıkacak bir topluluktur. Hadislerde, Kehf ehlinin Hz. Mehdi’nin çıkışıyla uyanarak, Hz. Mehdi’nin yanında yer alacağı belirtilmektedir:
“İbni Merdüye, tefsirinde İbni Abbas hadisini merfu olarak tahric etti. O şöyle dedi: “ASHABI KEHF, MEHDİ’NİN YARDIMCILARI OLACAKTIR.”
İmam Ebu İshak Sa’lebî Kur’an tefsirinin Ehl-i Kehf Kıssasını anlatırken diyor ki: “Mehdi çıktığı zaman, Ehl-i Kehf’e gidip selam verince, ALLAH ONLARI DİRİLTECEK VE MEHDİ’NİN YANINDA YERLERİNİ ALACAKLARDIR. Daha sonra yattıkları yere dönüp kıyamete kadar da kalkmazlar.”
Hz. Huzeyfe (ra) dan rivayete göre; Resulullah Efendimiz (asm) şöyle buyurmuÅŸtur: “Mehdi zuhur edinceye kadar ümmetim haÅŸrolunmaz. Allah (cc) ona üç bin melek ile yardım edecektir. ASHAB-I KEHF DE ONUNLA BERABER BULUNUP KENDİSİNİN YARDIMCILARINDAN OLACAKLAR.”
İmam-ı Suyutî diyor ki: “Ashab-ı Kehf’in uykusunun bu zamana kadar te’hirinin sebebi, Allah’ın onlara bir ihsanıdır. Çünkü ONLAR MEHDİ’YE YARDIMCI OLACAK ve böylece ümmeti Muhammed’e dâhil olma ÅŸerefi kazanacaklardır.”
Keza, Kehf kıssasında, gençlerin, binlerce yıl sonra uyanarak, ellerindeki para ile alışverişe gidiyor olmaları mantık ile bağdaşmamaktadır.
Böylelikle MAĞARADA YILLAR YILI ONLARIN KULAKLARINA VURDUK (derin bir uyku verdik). (Kehf Suresi, 11)
Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik (uyandırdık). İçlerinden bir sözcü dedi ki: “Ne kadar kaldınız?” Dediler ki: “Bir gün veya günün bir (kaç saatlik) kısmı kadar kaldık.” Dediler ki: “Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir; ÅŸimdi BİRİNİZİ BU PARANIZLA ÅžEHRE GÖNDERİN DE, HANGİ YİYECEK TEMİZSE BAKSIN, SİZE ONDAN BİR RIZIK GETİRSİN; ancak oldukça nazik davransın ve sakın sizi kimseye sezdirmesin.” (Kehf Suresi, 19)
Binlerce yıl sonra bu gençlerin ellerindeki paranın geçersiz olacağı açıktır. Binlerce yıl önceki parayla alışveriÅŸ yapmaya çalışan birinin oldukça dikkat çekeceÄŸi de ortadadır. Dolayısıyla “kimseyesezdirmeden” bir alışveriÅŸ yapılabilmesi olanaksızdır. Allah, buradaki vurguya, söz konusu gençlerin ahir zamanda geleceklerini belirtmek için dikkat çekmiÅŸtir. Belli ki Kehf ehli, hadislerde de iÅŸaret edildiÄŸi gibi, ahir zamanda, Hz. Mehdi’ye yardımcı olmak için yaratılmış bir topluluktur.
Kuran -HAÅžA- bir hikaye kitabı deÄŸildir. Kuran’daki kıssalar, kimileri tarafından geçmiÅŸte yaÅŸanmış ve bitmiÅŸ olaylar gibi algılanabilir; ancak böyle bir durumda, geleceÄŸe yönelik bu olayların iÅŸaret ettiÄŸi anlamlar, ilettiÄŸi haberler gözden kaçırılabilir. Çünkü Kuran, muteÅŸabih ayetleri ile, zaten anlamı gizli tariflerle, geleceÄŸe yönelik bu iÅŸaretleri görebilmemizi istemektedir. Zulkarneyn’in yaptığı yolculuklar da, Kehf ve Rakim ehlinin yaÅŸadıkları da, Talut’un yanındaki az sayıda sabırlı kiÅŸi de ahir zamanı temsil etmektedirler. Bunlar, geçmiÅŸte yaÅŸanmamıştır.Bunlar, ahir zamanda yaÅŸanacak olan olaylardır.
Kuran’a bu gözle baktığımızda, metafizik bir dünyada yaÅŸadığımızı ve tüm olayların sebeplerden arınmış ÅŸekilde düzenlendiÄŸini anlarız. Metafizik bir dünyada, hiçbir olay insanların tekelinde deÄŸildir; hiçbir karar beÅŸere ait olamaz.YAÅžANACAK HER OLAY, ATILACAK HER ADIM, GİDİLECEK HER BELDE, ALLAH TARAFINDAN ÖZELLİKLE YARATILIR VE MUTLAKA ALLAH’IN DEDİĞİ OLUR.
İşte tüm olaylara, yaÅŸadığımız yargılama sürecine de bakış açımız bu ÅŸekildedir. Allah’a sonsuz güven ile, sabır, metanet, ÅŸevk ve teslimiyet içinde, Allah’ın takdir ettiÄŸi güzel kaderi yaşıyoruz. Ahir zamana dair Kuran ve hadislerdeki müjdeler ile, kaderin güzelliklerle devam edeceÄŸinden ise hiç şüphe duymuyoruz.
Sayın Dairenizin takdirine sunarım.
Saygılarımızla,
Adnan Oktar
English
French
German
